Kurumlar Sessiz İstifa için Neden Harekete Geçmelidir?

Kimileri sessiz istifanın bir gereklilik olduğunu düşünürken, kimileri ise bunu sorumluluktan geri durmak için salgın haline gelen yeni bir tutum olarak görüyor. Ancak her halükârda tek bir gerçek var: Sessiz istifa, çalışanlar arasında büyük bir hızla yayılıyor! Ve önlem alınmadığı takdirde gidişat böyle devam edeceğe benziyor.

İngilizcedeki “quiet quitting” teriminden Türkçeye aktarılmış olan “sessiz istifa”, özünde iş ve yaşam dengesini kurmak olan bir çeşit çalışan tutumu olarak değerlendiriliyor. Sessiz istifa tabiri, gerçek bir işten çıkma durumunu ifade etmek için değil, kişinin gerektiği kadar iş yaparak ona tanımlanan görevlerin dışına çıkmayı reddetmesini ifade ediyor. Böylece çalışanlar kendi özel hayatlarına daha fazla vakit ayırarak, iş sorumluluklarının tüm hayatlarına yayılmasına engel olmaya çalışıyor.

Nottingham Üniversitesi’nde örgütsel davranış alanında doçent olarak görev alan Dr. Maria Kordowicz, bir makalesinde iş ve özel hayatın birbirinden kolayca ayrılamayacağına dikkat çekiyor. Her ikisinin de birbirinden etkileneceğini ifade eden Kordowicz, sessiz istifanın kişinin uzun iş saatleri nedeniyle tükenmişlik sendromu yaşaması ya da kendisini sadece işiyle tanımlamasına engel olarak çalışma hayatında refahını koruyabilmesi için bilinçli bir çaba göstermesi olduğuna değiniyor. Peki, sessiz istifa furyasını başlatan tetikleyici nedir ve bu durum karşısında kurumlar neler yapabilir?

1. Sessiz İstifa Nasıl Ortaya Çıktı?

Sessiz istifadan önce, “büyük istifa” denilen olguya değinmekte fayda var. Bu kavram, 2021’de Amerika’da 47 milyondan fazla çalışanın işinden istifa etmesini ifade ediyor ve kitlesel iş gücü göçü, düşük maaş, kariyer fırsatlarının yetersizliği, değişen öncelikler ve çalışan tükenmişliği ile ilişkilendiriliyor.

Büyük istifanın bir nevi dönüşüme uğraması olarak nitelendirilebilecek sessiz istifa kavramının ortaya çıkışı ise genç bir mühendisin Covid-19 pandemisi sırasında paylaştığı bir TikTok videosuna dayanıyor. Ancak şu da bir gerçek ki, sessiz istifa son dönemin en trend kavramlarından biri olsa da aslında ortaya yeni atılmış bir fikir değil!

1.1. Sessiz İstifanın Öncülü: Tang Ping!

TikTok’ta ses getirmeden önce sessiz istifanın taşıdığı fikrin, 2021 yılında Çin’de ortaya atılan tang ping, yani “sırtüstü yatmak” adıyla anılan akımla ortaya çıktığı düşünülüyor. Çin’de bir hayli takipçi toplayan tang ping akımının ortaya çıkma sebebi ise ağır iş yüküne rağmen çalışana bir getirisi olmayan iş hayatı!

Tıpkı sessiz istifada olduğu gibi tang ping de çalışanlar arasında memnuniyetle karşılanmıştı. Ancak bu terim, bir süre sonra Çin Komünist Partisi tarafından tanınmayarak sosyal medya platformlarında engellendi. Oysa ki durum artık Çin sınırlarının ötesine çoktan ulaşmıştı. İşte bugün, dünya genelinde tam anlamıyla bunun çalışan kesim nezdindeki bütünsel yansımalarını hissediyoruz.

2. Sessiz İstifa Halindeki Çalışanların Beklentileri Nelerdir?

Sessiz istifa, büyük istifa ve tang ping… Aslında her biri, haddinden fazla çalışmayı ve işe daima açık olmayı yücelten ağır çalışma disiplinine verilen bir tepki. Buna karşılık, sessiz istifa sürecine girmiş çalışanların, çalıştıkları kurumdan ve işverenlerinden bazı beklentileri bulunuyor. Özellikle kurum içerisinde kendilerini değerli hissetmeye önem veren çalışanlar, yaptıkları işin anlamlı çıktılara sahip olmasını, fark edilmesini ve takdir görmesini istiyor.

Sessiz istifanın en önemli çıkış noktalarından biri olan iş ve yaşam dengesini kurabilmek ise çalışanlar için oldukça önemli! Employment Hero tarafından 2022 yılında yapılan bir araştırmaya göre; çalışanların yüzde 53’ü işlerinde tükenmiş hissettiklerini söylerken, yüzde 52’si de işleriyle özel hayatları arasında denge kurmakta zorlandığını belirtiyor. Çalışan kesim, özel hayatlarına yeterli vakti ayırabilmenin yanı sıra sınırlarına da saygı duyulmasını istiyor. Aynı zamanda pandemiyle birlikte deneyimlenen remote ve hibrit çalışma modellerinin esnekliğini pandemiden sonra da sürdürebilmeyi talep ediyor.

3. Genç Çalışanların Sessiz İstifa Sürecine Girmesi Nasıl Önlenebilir?

Sessiz istifa, bilhassa Z kuşağı arasında oldukça yaygın olan tükenmişlikle başa çıkma yöntemlerinden biri! Microsoft tarafından 30 bin çalışanla yapılan bir anketin sonuçlarına göre; Z kuşağı çalışanlarının yüzde 54’ü işlerini bırakmayı değerlendiriyor. 36 bin kişiyi kapsayan 2022 tarihli Edelman Güven Barometresi (Edelman Trust Barometer) ise 18 ila 26 yaş arasındaki genç kesimin güvenlik, sağlık, finans, sosyal bağlantılar ve değişime ayak uydurma noktasında oldukça fazla endişe taşıdığını ortaya koyuyor.

Dünya Ekonomik Forumu’nun (World Economic Forum), 2021 Küresel Riskler Raporu verileri, gençlerin çalışma yaşamlarına dair hayal kırıklığı yaşamasının 10 acil risk içerisinde sekizinci sıraya yerleştiğini gösteriyor. Rapora göre pandemiden itibaren bozulan ruh sağlığı, tüm dünya üzerindeki genç kuşağın yüzde 80’inin hayal kırıklığı, kaygı ve depresyondan etkilendiğini açığa çıkarıyor. Peki, günden güne yaygınlaşan sessiz istifanın gençler arasında yaygınlaşmasını durdurmak için bir çare var mı dersiniz?

3.1. Genç Çalışanlar Ne İstiyor?

Uluslararası danışmanlık firması Deloitte’un 2022’de yaptığı Küresel Z ve Y Kuşağı Anketi, yeni neslin çalışma hayatına yaklaşımının Boomer ve X kuşağı olarak adlandırılan eski nesillerden tamamen farklı olduğunu ortaya koyuyor. Anket sonuçlarına göre; genç kuşaklar iş ve özel hayat dengesini kurmaya ve mali açıdan tatmin olmaya daha çok önem veriyor.

McKinsey & Company çalışanlarından Bryan Hancock ve Bill Schaninger ise yayınladıkları bir podcast makalesinde, genç neslin yaptıkları iş noktasında bir amaca sahip olmayı isteyen idealist bir kuşak olduğu üzerinde duruyor. Buna göre Z kuşağına mensup çalışanlar, inandıkları ve gelişimlerine katkıda bulunan işlerde çalıştıkları sürece daha uzun saatler boyunca çalışmayı ve daha düşük ücret almayı önemsemiyor.

4. Uzaktan Çalışma Düzeninde Sessiz İstifanın Fark Edilmesi Neden Zordur?

Pandemiyle birlikte tamamen yeni bir çalışma kültürüne geçildi. Yaklaşık iki sene boyunca çalışanları iyi ya da kötü şekillerde etkileyen remote ve hibrit çalışma modelleri, bu yeni kültürün oluşmasında oldukça büyük bir paya sahip! Çünkü uzaktan çalışma düzeni çalışanlardan talep edilenleri artırmanın yanında, alternatif çalışma modellerinin de fark edilmesini sağladı. Peki ya bu durumda uzaktan çalışmanın sessiz istifa üzerinde nasıl bir etkisi oldu dersiniz?

Remote modelin çalışanların işte geçirdikleri süreyi artırarak tükenmişlik sendromunu körüklediği görülüyor. 2020 tarihli bir The New York Times araştırması, evden çalışan Amerikalıların her gün yaklaşık üç saat daha fazla mesai yaptığını ortaya çıkarıyor. Korn Ferry bünyesinde yayınlanan bir makalede ise uzaktan çalışma modelinde işveren tarafından fark edilmeyen çalışanların daha rahat davrandığını ifade ediliyor.

Bir halkla ilişkiler firması olan EZPR’nin yöneticilerinden Ed Zitron, yayınladığı çalışmada çok çalışan bireylerin bunu takdir etmeyen patronları tarafından hayal kırıklığına uğratıldığına değiniyor. Yani fazladan mesai yapmanın takdir görmediği gibi çalışana herhangi bir getirisi de olmuyor. Bu durum, uzaktan çalışma modelinde karşılıklı etkileşimde yaşanan aksaklıklar daha fazla olduğu için çalışanın bir birey olarak fark edilmesini de zorlaştırıyor. Böylece çalışan motivasyonunu azaltarak tükenmişliği ise daha da artırıyor.

5. Sessiz İstifa Şirketleri Nasıl Etkiliyor?

Sessiz istifa, çalışanlar arasında adeta bir salgın gibi yayılmaya devam ediyor. #quietquitting hashtag’inin TikTok’ta 17 milyonu aşkın görüntüleme almış olması da bunu kanıtlar nitelikte! McKinsey & Company gibi şirketlerden toplanan veriler, gelecek üç ila altı ay içinde küresel iş gücünün yüzde 40’ının işini bırakmak istediğini gösteriyor. Yani şirketlerin çalışanlarını sessiz istifa haline girmemeleri için çalışan motivasyonuna önem vermesi ve bu durum karşısında bazı önlemler almaya başlaması şart. Çünkü sessiz istifanın şirketler üzerinde oldukça yıkıcı etkileri olabiliyor. Nasıl mı?

Sessiz istifa, inisiyatif almaya gönüllü olmayan ve mesai saatleri dışında ek sorumluluk sahibi olmayı reddeden çalışanlar doğuruyor. Bu da çalışan motivasyonunun ve verimliliğinin düşmesi anlamına geliyor. 2022’nin ikinci çeyreğinde Amerika’daki tarım dışı işçi verimliliğinin geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 2,5 oranında azaldığı görülüyor. İşçi İstatistikleri Bürosuna (Bureau of Labor Statistics) ait veriler, bu düşüşün 1948’den beri karşılaşılan en sert yıllık düşüş olduğunu ifade ediyor.

Google gibi büyük şirketler, çalışanların üretkenliğindeki düşüş üzerine işten çıkarmaların başlayacağına dair birtakım işaretler veriyor. Ancak işten çıkarmalar hem çalışanlar hem de işverenler için oldukça zarar verici olabiliyor. Çünkü bir çalışanı işten çıkarmanın maliyeti, çalışan maaşının yüzde 200’üne eşit!

Sessiz istifanın sebeplerinden bir diğerini de işle ilgili stres oluşturuyor. İş stresi, tüm stres kaynakları içerisinde ilk sıralarda yer alıyor. Amerikan Stres Enstitüsü (American Institute of Stress) tarafından yayımlanan raporda, iş stresinin kazalar, devamsızlık, üretkenliğin azalması, çalışan devri, işçi tazminatı ve sigorta maliyetleri gibi sebepler dolayısıyla Amerikalı şirketleri yılda 300 milyar dolardan fazla zarara soktuğu görülüyor. Buradan hareketle şirketlerin, bir an önce sessiz istifaya karşı aksiyon almasının şart olduğu açıkça anlaşılıyor. Peki, sessiz istifanın engellenmesi nasıl mümkün olabilir?

6. Şirketlerin Sessiz İstifa Karşısında Yapabilecekleri Nelerdir?

Şirketlerin, çalışan bağlılığını sağlamak ve sessiz istifaya karşı önlemler almak için adımlar atmadan önce sessiz istifa nedenlerini iyi özümsemek gerekiyor. Böylece üretilecek çözümlerin çok daha anlamlı çıktılara sahip olmasını sağlamak mümkün. O halde işveren olarak sessiz istifa karşısında neler yapabileceğinize gelin, birlikte bakalım!

6.1. Geri Bildirimi Önemseyin

Çalışanlar için bir geri bildirim anketi hazırlamak, onlara önemsendiklerine ve fikirlerine değer verildiğine dair net bir mesaj niteliği taşıyor. Kurum içerisinde çalışanların fikirlerini dinlemek, aynı zamanda şirketin de geleceğine yönelik geliştirici bir adım olarak görülüyor. Geri bildirime önem veren ve bunu doğru uygulayan şirketlerin daha yüksek çalışan verimliliği ve daha mutlu çalışanlar kazandığını pek çok araştırma da kanıtlıyor.

6.2. İş ve Yaşam Dengesinin Kurulmasına İzin Verin

Sessiz istifanın çıkış noktası denildiğinde akla ilk başta iş ve özel hayat arasındaki sınırların kalkması geliyor. Çalışanları tükenmişliğe ve işe karşı derin bir ilgisizliğe iten bu durum için elbette işverenlerin dikkat etmesi gereken bazı noktalar var! Öncelikle işverenlerin, çalışanlarının hangi işler üzerinde çalıştıklarını bilmeleri ve iş programında adil bir dağılım yapmaya dikkat etmeleri gerekiyor. bunun için de kurumun tüm çalışanları ile birebir toplantılar yaparak zorlandıkları noktaları onlardan dinlemeleri oldukça önemli.

6.3. Gelişimi Destekleyin

Çalışanlar, bir hedef belirleyemedikleri ve gelişerek ilerleme potansiyeli görmedikleri işlerde kalmayı istemiyor. Bilhassa Z kuşağı için amaçsızlık, sessiz istifanın en temel nedeni. Bu nedenle kurumların, çalışanlarının gelişimini destekleyerek onlara yükselmek ve fark edilmek için alan yaratması gerekiyor. Bu noktada ise performans değerlendirmelerini düzenli ve profesyonel bir şekilde yapmak gerekiyor.

Sessiz istifayı önlemek için çalışanlara, çabalarının boşa gitmediğine dair güvence verebilmek kritik önem taşıyor. Kariyer hedefleri hakkında kendilerini rahatça ifade edebilen çalışanlara işe olan bağlılıklarının sonucunda neler beklemeleri gerektiğini de açıkça ifade etmek gerekiyor. Yani hem şirket hem de çalışanların gelişerek ilerlemesi için açık ve şeffaf bir iletişim olmazsa olmaz!

6.4. Şirket Kültürü Oluşturun

Pandemiden sonra geçilen yeni iş düzenlerinde, iletişimi yüz yüze olduğu haliyle korumanın bir hayli zorlaştığı bilinen bir gerçek. TELUS International’ın yaptığı bir anketin sonuçları da bu durumu destekler nitelikte. Ankete göre uzaktan çalışanların yüzde 51’i şirket kültüründen daha kopuk olduklarını hissediyor. Bu da sessiz istifanın çalışanlar arasında sinsi bir hastalık gibi yayılmasına neden oluyor. Oysa çözüm, özünde yalnızca güçlü bir şirket kültürü oluşturmaktan geçiyor!

Şirket kültürü oluşturmak, çalışan bağlılığını sağlamak ve çalışanların iş yerine ait hissetmelerine imkân tanımak için büyük önem taşıyor. Doğru oluşturulmuş bir kurum kültüründe çalışanların her birinin kendi sesiyle konuşmasına imkân tanınıyor. Ayrıca çalışanlar arasındaki bağ da ortak kültür üzerinden kurulan bağla daha anlamlı ve üretkenliği destekleyici bir rol oynuyor. Şirket kültürü oluşturmanın temelinde ise elbette, etkili iletişim yatıyor.

6.5. Çalışan Motivasyonuna Önem Verin

Şirket içi iletişimsizlik, sessiz istifa halindeki çalışanların fark edilmemesine neden olduğu gibi sayılarının da artmasına neden oluyor. Yani çalışanlar, şirket ve yöneticiler üçgeninde etkili iletişim oldukça önemli bir yere sahip. Çünkü etkileşimde kalınan çalışan fark edildiğini, yaptığı işin yöneticisi tarafından görüldüğünü ve takdir edildiğini hissediyor. Bu da işte kalma ve üretme, yani çalışan motivasyonunu artırıyor. Bunu sağlamak için kullanılabilecek en etkili yöntemlerden biri ise iç iletişim uygulamaları!

Bilhassa uzaktan çalışma modelinde çevrim içi etkileşim uygulamalarını kullanmak, aynı ortamda bulunmayan çalışanlar ile işverenler arasında bağ oluşturarak çalışan motivasyonunu artırmak için çok kritik bir noktada bulunuyor. Bu iletişim araçları, kişiler arası görüntülü görüşmeler ile toplantıları uzaktan da mümkün kıldığı gibi, çalışanların kurum içerisinde değerli bir yeri olduğunu hissettirecek özel gün kutlamalarına da imkân tanıyor. Tabii iç iletişim uygulamalarının başarabilecekleri sadece bunlarla da sınırlı değil!

Kurum içi etkileşimin hem çalışan bağlılığını sağlamak hem de şirket kültürü oluşturmak için ne denli kritik bir öneme sahip olduğunu artık biliyorsunuz. Sunduğu pek çok avantajla şirket kültürünü geliştirmek adına ayrıcalıklı bir deneyim sunan çalışan etkileşimi uygulaması intouch, bu konuda daima yanınızda! Keşfetmek için daha fazla geç kalmayın!

Kaynaklar:

Yazar

Intouch Admin

Share: Twitter LinkedIn
BLOG

What’s New at Intouch?

Each community has its own needs
Make your own decisions about your platform

24th February

Uzaktan Etkileşim Nasıl Çalışan Refahını Teşvik Edebilir?

Çalışan refahı, çalışanların fiziksel, duygusal ve zihinsel sağlığına atıfta bulunan bir terimdir. Çalışanın genel iyi oluşunu sağlayan bir dizi faktörü kapsar. Bu faktörler arasında fiziksel sağlık, zihinsel sağlık ve duygusal refah yer alır. Çalışanların refahını kapsamlı bir şekilde anlamak için tüm bu faktörlerin dikkate alınması önemlidir. Forbes‘a göre, Geleceğin İş Yeri 2021 İK Duygu Anketi, […]

Daha Fazla Oku

24th February

Uzaktan Ekiplerde Daha İyi İletişim İçin 7 İpuçları

Uzaktan çalışma son yıllarda popüler hale geldi. Şirketler, para tasarrufu yapmak, daha esnek olmak ve daha fazla insanı işe almak için uzaktan çalışıyorlar. Ancak ekipler uzaklaştıkça, karşılaşılan en büyük zorluklardan biri etkili iletişim kurmanın nasıl olacağıdır. Sonuçta, iyi iletişim, uzaktan veya başka türlü herhangi bir ekibin başarısı için önemlidir. Bu yazıda, uzaktan ekiplerde iletişim zorluklarından […]

Daha Fazla Oku

24th February

Uzaktan Çalışma Sırasında Çalışanlar Nasıl Bağlı Kalır?

COVID-19 pandemisi dünya genelinde yayılırken, daha fazla işletme çalışanlarını güvende tutmak için uzaktan çalışmaya dönüyor. Uzaktan ekiplerin karşılaştığı en büyük zorluklardan biri, uzaktan çalışma sırasında çalışanları nasıl bağlı tutacaklarını bulmaktır. Buffer’a göre, uzaktan ekipler için en zorlu zorluklardan biri çalışanların bağlılığıdır. Araştırmaya göre, uzaktan çalışanlar, meslektaşlarından daha fazla yalnız ve kopuk hissetme eğilimindedir, bu da […]

Daha Fazla Oku

24th February

Çalışanların Bağlılığı Büyümeyi Nasıl Etkiler?

Çalışan bağlılığı başarılı bir işletmenin kritik bir bileşenidir. Çalışanların işlerine ve işyerlerine duygusal ve psikolojik olarak bağlanmalarını ifade eder. Araştırmalar, çalışan bağlılığı seviyesi yüksek olan şirketlerin daha iyi iş performansı ve artan büyüme deneyimlediğini göstermektedir. Çalışan bağlılığı sadece çalışanların moral ve verimliliği üzerinde değil, aynı zamanda şirketin genel başarısı ve büyümesi üzerinde de etkilidir. Bu […]

Daha Fazla Oku

24th February

Çalışan Takdiri Çalışan Bağlılığını Nasıl Etkiler?

Çalışan takdiri ve çalışan bağlılığı, başarılı ve gelişmekte olan bir işyerinin iki temel bileşenidir. Olumlu bir iş ortamı, artan iş tatmini, daha yüksek motivasyon seviyeleri ve genel performansta iyileşme sağlayabilir. Bu blog yazısında, çalışan takdiri ve çalışan bağlılığı arasındaki ilişkiyi keşfederek nasıl bir ilişki olduğunu öğreneceğiz. Ayrıca, kurumların bu ilişkiyi işyerlerini geliştirmek için nasıl kullanabileceklerini […]

Daha Fazla Oku