Çalışan Bağlılığının Önündeki 6 Engel ve Engelleri Aşma Yolları

Çalışanların bağlılığı, herhangi bir organizasyonun başarısında kritik bir faktördür. Şirkete bağlı çalışanlar daha verimli, motivasyonları yüksektir, bu da performansı ve iş sonuçlarını iyileştirir. Ancak, birçok organizasyon, motivasyonun ve bağlılığın önünde olan çeşitli engellerle karşı karşıyadır.

Gallup’un 2017 yılı raporuna göre, yalnızca Amerikan çalışanların %33’ü işlerine bağlıyken, çoğu ya bağlı hissetmiyor ya da aktif olarak şirkete bağlanmaktan uzak duruyor. Bu durum, aktif olmayan çalışanların düşük verimliliğinden dolayı ABD işletmelerine yılda tahmini 450 ila 550 milyar dolar kaybettiriyor.

Çalışanların bağlılığına olan önem göz önüne alındığında, organizasyonların motivasyonu ve bağlılığı engelleyebilecek yaygın faktörleri anlamaları önemlidir. Bu engelleri tanıyarak ve ele alarak, organizasyonlar, bağlılığı ve motivasyonu teşvik eden pozitif ve destekleyici bir çalışma ortamı yaratabilirler. Bu blog yazısında, çalışanların bağlılığını engelleyebilecek en yaygın altı engeli ele alacak ve bunları aşmak için stratejiler paylaşacağız.

  1. İletişim ve Geribildirim Eksikliği

Etkili iletişim, güven oluşturma, aidiyet duygusunu geliştirme ve motivasyonu artırma açısından çalışan katılımında önemli bir faktördür. Ancak, birçok organizasyon iletişimde zorluk yaşar: ya düzenli ve anlamlı geri bildirim sağlamayı başaramaz ya da önemli gelişmeler ve değişiklikler hakkında çalışanları bilgilendirmede başarısız olurlar.

İletişim ve geri bildirim eksikliği:  motivasyon düşüklüğü, hayal kırıklığı ve çalışanların işe ilgisiz hale gelmesi gibi birçok soruna neden olabilir. Düzenli geri bildirim almayan ya da fikirlerinin ve görüşlerinin değer verilmediğini hisseden çalışanlar, işlerine ilgisiz hale gelme eğilimindedirler.

Bu engeli aşmak için organizasyonlar, etkili iletişimi ve geri bildirimi önceliklendirmelidir. Bu, düzenli performans değerlendirmeleri ve birebir görüşmeler sağlamayı, iş ve performans hakkında açık ve şeffaf tartışmalar için fırsatlar yaratmayı içerebilir. Ayrıca, organizasyonlar çalışanları geri bildirim ve öneri sağlamaya teşvik etmeli ve bu geri bildirimler üzerinde çalışmaya özen göstermelidir.

  1. Tanınma ve Takdir Eksikliği

Çalışan tanınması ve takdir edilmesi, moral oluşturma ve motivasyonu artırmak açısından çalışan katılımında kritik bir faktördür. Ancak, birçok organizasyon çalışanlarını etkili bir şekilde tanımak ve takdir etmekte zorluk yaşar, ya anlamlı bir şekilde tanıma sağlayamaz ya da çalışanların katkılarını zamanında ele almaz.

Tanınma ve takdir eksikliği, değerli ve takdir edilen hissetmeyen çalışanlar arasında motivasyon düşüklüğü ve işe ilgisizlik gibi sonuçlar doğurabilir. Bu, üretkenliğin ve performansın azalmasına, ayrıca işten ayrılma ve devamsızlık oranlarının artmasına neden olabilir.

Bu engeli aşmak için organizasyonlar, çalışan tanınması ve takdir edilmesini önceliklendirmelidir. Bu, ayın çalışanı ödülleri gibi programlar oluşturmayı, düzenli geri bildirim ve övgü sağlamayı içerebilir. Ayrıca, organizasyonlar çalışanları geri bildirim ve öneri sağlamaya teşvik etmeli ve bu geri bildirimler üzerinde çalışmaya özen göstermelidir.

Ayrıca, organizasyonlar çalışanların birbirlerini tanımalarını ve takdir etmelerini teşvik etmelidir. Bu, çalışanların değerli ve takdir edildikleri pozitif ve destekleyici bir çalışma ortamı yaratır.

  1. Büyüme ve Gelişme Fırsatlarının Eksikliği

Profesyonel büyüme ve gelişme, çalışanların sınırlarını zorlanmış, tatmin olmuş ve motive hissetmelerine yardımcı olan çalışan katılımının kritik bir faktörüdür. Ancak, birçok organizasyon, çalışanlarına büyüme ve gelişme fırsatları sunmakta zorluk çekiyor, ya çalışan eğitimine ve gelişimine yeterli yatırım yapamıyor ya da ilerleme ve büyüme için fırsatlar yaratamıyor.

Büyüme ve gelişme fırsatlarının eksikliği, çalışanların motivasyonunun azalmasına ve bağlılığının kaybolmasına neden olabilir. İşinde sıkışmış hisseden veya yeni beceri ve bilgiler geliştirme fırsatına sahip olamayan çalışanlar, işlerine ilgisiz hale gelme eğilimindedir. Bu, performans ve üretkenliğin azalmasına, ayrıca yüksek oranda istifaya neden olabilir.

Bu engeli aşmak için, organizasyonlar çalışan büyüme ve gelişimine öncelik vermelidir. Bu, çalışan eğitim ve gelişim programlarına yatırım yapmayı, çalışanların yeni sorumluluklar üstlenmelerine, yeni beceriler öğrenmelerine ve kariyerlerinde ilerlemelerine olanak tanıyacak fırsatlar yaratmayı içerebilir. Ek olarak, organizasyonlar çalışanların kendi gelişimlerinde aktif bir rol almalarını teşvik etmeli ve hedeflerine ve amaçlarına ulaşmalarına yardımcı olmak için kaynaklar ve destek sağlamalıdır.

  1. İş-Özel Hayat Dengesinin Eksikliği

İş-özel hayat dengesi, çalışan katılımının kritik bir faktörüdür çünkü hem kişisel hem de profesyonel yaşamlarında tatmin olmuş, motive olmuş ve desteklenmiş hissetmelerine yardımcı olur. Ancak, birçok organizasyon, esnek çalışma düzenleri sunamadığı veya destekleyici ve kapsayıcı bir çalışma ortamı yaratamadığı için çalışanlarına sağlıklı bir iş-özel hayat dengesi sunmakta zorluk çekiyor.

Çalışma-yaşam dengesinin eksikliği, aşırı çalışan, stresli veya desteksiz hisseden çalışanların motivasyonunu ve bağlılığını azaltarak işlerine ilgisiz hale gelmelerine neden olabilir. Bu, düşük performans ve üretkenliğe, yüksek devamsızlık ve işten ayrılma oranlarına yol açabilir.

Bu engeli aşmak için, organizasyonlar çalışma-yaşam dengesine öncelik vermelidir. Bu, esnek çalışma düzenleri sunmak ve çalışanların kişisel ve mesleki yaşamlarını tanıyan ve değer veren destekleyici ve kapsayıcı bir çalışma ortamı yaratmak anlamına gelir. Ayrıca organizasyonlar, çalışanların mutluluklarını önceliklendirmelerini teşvik etmeli, çalışanların sağlıklı ve tatmin edici bir çalışma-yaşam dengesi sağlamalarına yardımcı olacak kaynaklar ve destek sunmalıdır.

Güven ve yetkilendirme, çalışanların işlerine yatırım yapmalarını, değerli ve motive hissetmelerini sağlayan kritik faktörlerdir. Ancak, birçok organizasyon, güven ve yetkilendirme konularında zorluk yaşar. Ya çalışanlarıyla güven inşa etmekte zorlanırlar ya da çalışanlarına başarılı olmak için ihtiyaç duydukları özerkliği ve kaynakları sağlamazlar.

  1. Güven ve Yetki Eksikliği

Güven ve yetkilendirme eksikliği, liderlerine güvenmeyen ve kısıtlandığını hisseden çalışanların motivasyonunu ve bağlılığını azaltarak işlerine ilgisiz hale gelmelerine neden olabilir. Bu, düşük performans ve üretkenliğe, yüksek devamsızlık ve işten ayrılma oranlarına yol açabilir.

Bu engeli aşmak için, organizasyonlar güven ve yetkilendirmeye öncelik vermeli. Bu, açık ve şeffaf iletişim yoluyla güven inşa etmek, çalışanların karar vermesine ve işlerinin sahiplenmesine izin vermek, çalışan katkılarını tanımak ve ödüllendirmek anlamına gelir. Ayrıca organizasyonlar, liderlerin güven ve yetkilendirme modellemelerini teşvik etmeli, çalışanların değerli ve yatırılmış hissettiği pozitif ve destekleyici bir çalışma ortamı yaratmalıdır.

6. Amaçsızlık ve Anlam Eksikliği

Amaç ve anlam, çalışanların işlerinde tatmin ve motivasyon hissetmelerine yardımcı olduğu için çalışanların bağlılığı için önemlidir. Ancak, birçok organizasyon çalışanlarına bir amaç ve anlam hissi vermekte zorluk yaşar, ya misyon ve değerlerini açıkça iletemezler ya da çalışanların kişisel değerleri ve hedefleriyle uyumlu olamazlar.

Amaçsızlık ve anlam eksikliği, çalışanların işlerinde bir amaç ve anlam hissetmemeleri nedeniyle motivasyon ve bağlılığın azalmasına neden olabilir. Bu, performans ve verimliliğin azalmasına,  işten ayrılmalara neden olabilir.

Bu engeli aşmak için organizasyonlar amaç ve anlamı önceliklendirmelidir. Bu, misyon ve değerlerini açıkça ileterek, çalışanların kişisel değerleri ve hedefleriyle uyumlu bir iş vererek ve çalışanların işleri ve toplulukları üzerinde anlamlı bir etki yapmaları için fırsatlar yaratarak yapılabilir. Ayrıca, organizasyonlar çalışanların kendi amaç ve anlamlarını tanımlamalarına ve takip etmelerine aktif olarak teşvik etmelidir, çalışanların işlerinde tatmin ve motivasyon bulmalarına yardımcı olmak için destek ve kaynaklar sağlamalıdır.

Sonuç olarak, çalışan bağlılığı, performans, verimlilik ve işten ayrılma oranlarını etkilediği için organizasyonel başarı için kritik bir faktördür. Ancak, birçok organizasyon kötü iletişim, büyüme ve gelişme fırsatları eksikliği, iş-yaşam dengesi eksikliği, güven ve yetkilendirme eksikliği ve amaçsızlık ve anlam eksikliği gibi engellerle karşı karşıyadır. Bu engelleri aşmak için organizasyonlar, zaman içinde çalışan bağlılığını oluşturmak ve sürdürmek için stratejiler ve girişimlerde yatırım yaparak çalışan bağlılığını önceliklendirmelidir. Bu, çalışan eğitim ve gelişimine yatırım yapmak, esnek çalışma düzenleri sunmak, açık ve şeffaf iletişim yoluyla güven inşa etmek, çalışanların kişisel değerleri ve hedefleriyle işlerini uyumlu hale getirmek ve çalışanları kendi amaç ve anlamlarını tanımlamak ve takip etmek için aktif olarak teşvik etmek gibi uygulamaları içerebilir.

Yazar

Intouch Admin

Share: Twitter LinkedIn
BLOG

What’s New at Intouch?

Each community has its own needs
Make your own decisions about your platform

24th February

Uzaktan Etkileşim Nasıl Çalışan Refahını Teşvik Edebilir?

Çalışan refahı, çalışanların fiziksel, duygusal ve zihinsel sağlığına atıfta bulunan bir terimdir. Çalışanın genel iyi oluşunu sağlayan bir dizi faktörü kapsar. Bu faktörler arasında fiziksel sağlık, zihinsel sağlık ve duygusal refah yer alır. Çalışanların refahını kapsamlı bir şekilde anlamak için tüm bu faktörlerin dikkate alınması önemlidir. Forbes‘a göre, Geleceğin İş Yeri 2021 İK Duygu Anketi, […]

Daha Fazla Oku

24th February

Uzaktan Ekiplerde Daha İyi İletişim İçin 7 İpuçları

Uzaktan çalışma son yıllarda popüler hale geldi. Şirketler, para tasarrufu yapmak, daha esnek olmak ve daha fazla insanı işe almak için uzaktan çalışıyorlar. Ancak ekipler uzaklaştıkça, karşılaşılan en büyük zorluklardan biri etkili iletişim kurmanın nasıl olacağıdır. Sonuçta, iyi iletişim, uzaktan veya başka türlü herhangi bir ekibin başarısı için önemlidir. Bu yazıda, uzaktan ekiplerde iletişim zorluklarından […]

Daha Fazla Oku

24th February

Uzaktan Çalışma Sırasında Çalışanlar Nasıl Bağlı Kalır?

COVID-19 pandemisi dünya genelinde yayılırken, daha fazla işletme çalışanlarını güvende tutmak için uzaktan çalışmaya dönüyor. Uzaktan ekiplerin karşılaştığı en büyük zorluklardan biri, uzaktan çalışma sırasında çalışanları nasıl bağlı tutacaklarını bulmaktır. Buffer’a göre, uzaktan ekipler için en zorlu zorluklardan biri çalışanların bağlılığıdır. Araştırmaya göre, uzaktan çalışanlar, meslektaşlarından daha fazla yalnız ve kopuk hissetme eğilimindedir, bu da […]

Daha Fazla Oku

24th February

Çalışanların Bağlılığı Büyümeyi Nasıl Etkiler?

Çalışan bağlılığı başarılı bir işletmenin kritik bir bileşenidir. Çalışanların işlerine ve işyerlerine duygusal ve psikolojik olarak bağlanmalarını ifade eder. Araştırmalar, çalışan bağlılığı seviyesi yüksek olan şirketlerin daha iyi iş performansı ve artan büyüme deneyimlediğini göstermektedir. Çalışan bağlılığı sadece çalışanların moral ve verimliliği üzerinde değil, aynı zamanda şirketin genel başarısı ve büyümesi üzerinde de etkilidir. Bu […]

Daha Fazla Oku

24th February

Çalışan Takdiri Çalışan Bağlılığını Nasıl Etkiler?

Çalışan takdiri ve çalışan bağlılığı, başarılı ve gelişmekte olan bir işyerinin iki temel bileşenidir. Olumlu bir iş ortamı, artan iş tatmini, daha yüksek motivasyon seviyeleri ve genel performansta iyileşme sağlayabilir. Bu blog yazısında, çalışan takdiri ve çalışan bağlılığı arasındaki ilişkiyi keşfederek nasıl bir ilişki olduğunu öğreneceğiz. Ayrıca, kurumların bu ilişkiyi işyerlerini geliştirmek için nasıl kullanabileceklerini […]

Daha Fazla Oku